Devrimci Sendikalar Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Soma’nın 10’uncu yılı dolayısıyla bir açıklama yaptı.
Soma’da 10 yıldır adaletin sağlanmadığını vurgulayan Çerkezoğlu, şöyle konuştu: “Soma katliamından sonra sorumlu kamu görevlileri sistemli bir şekilde korundu. “Yıllardır tek bir hükümet yetkilisi ve ilgili kamu görevlisi istifa etmedi, hesap vermedi ve soruşturmalardan korunmadı.” dedi.
Hükümetin kaderci yaklaşımına ve patronların aşırı kâr hırsına dikkat çeken Çerkezoğlu, “Acımız ve öfkemiz hiçbir zaman azalmadı” dedi. Çerkezoğlu şunları söyledi:
“301 madencinin ölümüne, 162 işçinin yaralanmasına neden olan Soma katliamının üzerinden tam 10 yıl geçti. Acımız ve öfkemiz hiç dinmedi. Çünkü Soma katliamında adalet yerini bulmadı. Acımız ve öfkemiz hiç azalmadı. Çünkü Soma’dan sonra verilen tüm sözler, maden sahiplerinin aşırı kâr hırslarının yarattığı acımasız üretim koşullarının sorumluluğunu üstlenmeye yönelik sözlerdi.”
“HÜKÜMETTEN VEYA KAMU GÖREVLİLERİNDEN HİÇ KİMSE İSTİFA ETMEDİ”
Cumhuriyet tarihinin can kaybıyla sonuçlanan en büyük “mayın katliamı” nedeniyle tek bir istifanın bile yaşanmadığını vurgulayan Çerkezoğlu, şöyle devam etti:
“Soma katliamından sonra sorumlu kamu görevlileri sistematik olarak korundu. Hükümetten ve ilgili kamu görevlilerinden tek bir kişi bile istifa etmedi, hesap vermedi ve yargılanmaktan yıllarca korundu. Sorumlu kamu görevlilerinin yargılanması Ancak üç yıl sonra sınırlı sayıda kamu görevlisinin yargılandığı iddianame Aralık 2023’te tamamlandı ve ilk duruşma 8 Mayıs 2024’te yapıldı. Yıllardır sorumluların sistematik gözetimine tanık olan vatandaşlar, kamu görevlilerine yönelik yargılamanın zaman aşımı ve takipsizlik kararı kapsamına girmesinden korkuyor.
Soma katliamı davasını görmezden gelen, maden patronlarını ve yöneticilerini adeta ödüllendiren bu yargı sistemi, sorumlu kamu görevlilerini ancak Anayasa Mahkemesi kararıyla yargılayabiliyor. Adalet sistemi, adaleti sağlamak ve ölen yakınlarının beklentilerini karşılamaktan uzak, madencilik sektöründe en acımasız çalışma koşullarını yaratan iş düzenini ısrarla korumaya devam etti. “Yargı sürecinde kabul edilen tüm uluslararası anlaşmaların yanı sıra ülke mevzuatı da göz ardı ediliyor.”
“CEZASIZLIK YENİ CİNAYETLERE ZEMİN HAZIRLADI”
Çerkezoğlu, Soma’dan sonra da devam eden madenci ölümlerine dikkat çekti. “Soma’da adaletin sağlanamaması ve bu büyük suçun cezasız ve yaptırımsız kalması madenlerde yeni cinayetlerin önünü açtı; Ermenek, Amasra, Şirvan, İliç ve ülke genelinde madenciler ölmeye devam etti. ve “işyeri güvenliği tedbirlerini pervasızca göz ardı edenler, mevzuatı kendi çıkar ve çıkarları doğrultusunda değiştirenler ve bunu açıkça savunanlar, güvencesiz ve taşeron çalışmayı küresel rekabetin kuralı haline getirenler, sendikalaşmayı engelleyenler ve bunu yapanlara baskı uygulayanlar” Engellemelere rağmen sendikalaşanlar bu katliamın birinci sorumlusudur.” dedi.
Arzu Çerkezoğlu şunları kaydetti:
“Bu ülkede sermaye, daha fazla kar elde etmek için daha fazla kan dökmekten asla vazgeçmedi. Sermayenin bu yaklaşımı, AKP iktidarında doğayı ve çevreyi de kapsayan vahşi bir saldırı, yağma ve birikim politikası olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca Çalışanların sağlığı, doğa ve yaşam sermayenin bütünsel saldırılarına maruz kalıyor.” Sadece kanun no. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yanı sıra çevre ve sağlık mevzuatında yer alan kurallar da sermaye birikiminin ihtiyaçları doğrultusundadır. Umutsuzca birikim peşinde koşan bir düzen var. Bu düzeni değiştirmek bizim elimizde; bu sıranın değişmesi gerekiyor.
Soma katliamını da unutmamak lazım; “Adalet için, çalışırken ölmeyeceğimiz, insanca çalışıp insanca yaşayacağımız bir düzen için mücadeleye devam edin!”