Proust ve Tanpınar Üzerine Çapraz Bakışlar” sergisi açılıyor


“Romandan Yükselen Müzik” Sergisi, Marcel Proust’un (1871-1922) yedi cilt hâlinde 1913-1927 yılları aralığında piyasaya sürülen Yitik Dönemin İzinde adlı eseri ile Ahmet Hamdi Tanpınar’ın (1901-1962) dere romanında müziğin bir laytmotif olarak irdeleniş şekline çapraz bir bakış sunmayı amaçlıyor.

Bu emek harcama, varlığın ve kavramsal gerçeklerin özüne ve derinliğine nüfuz etmemizi elde eden müziğin, kişisel ve varoluşsal bir edinim ve hem de dile sığmayan, sözle ifade edilemeyeni yansıtabilecek tek evrensel dil olarak karşımıza çıkışını irdeliyor.

Söz yalnız müziğin yanında tamamlayıcı bir unsurdur; şundan dolayı sesin tesiri sözcüklerinkine oranla daha kuvvetli, daha açık, daha süratli ve daha kaçınılmazdır. Proust ve Tanpınar’dan iki dilli alıntılar sunan sergi süresince, müzik ve çevresinde şekillenen toplumsal ilişkiler, bilhassa Swann’ların Tarafı ile Guermantes Tarafı’nda ifade ediliş şekliyle ele alınıyor.

Öteki taraftan da Tanpınar’ın üçlemesinde (Rahatlık, 1949; Sahnenin Dışındakiler, 1973; Mahur Beste, 1975) müzik ve kimlik sorunsalı, roman kurgusunu tamamlıyor. İki yazarın müziğe görüş açısı, bizi edebiyatla sanat arasındaki ilişkiler ile uçup giden zamanı dondurmaya ve hasretin hüznünü yumuşatmaya yönelik edebiyat ve sanatın üstlendiği işlev üstüne tekrardan düşünmeye çağrı ediyor.

Klasik Batı ve Türk müziğini temsil eden unsurlar olarak, Proust’ta Vinteuil Sonatı, Tanpınar’da ise Mahur Beste vasıtasıyla, ziyaretçiler dönüşüme uğrayan değişik toplumsal bağlamlara tanıklık ediyorlar: Proust açısından Fransa’da İkinci İmparatorluk sonrasında yerini yeni doğan burjuvaziye bırakan aristokrasinin çöküşü; Tanpınar’da ise İki Dünya Savaşı’nın tesiri azımsanmaksızın, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarından Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş.

Toplumsal ve kültürel mirası simgeleyen yitik dönemin izine düşen iki yazar, onu “bizde, duyuldukları yer ve dönemin albenisine benzer bir hatıra uyandırma gücüne haiz, geçmişte ve başka yerlerde duyulan müzik ezgilerinde” tekrardan bulurlar (Proust). Aynı şekilde, Tanpınar’a bakılırsa, kaçınılmaz olarak müzikte saklı geçmişin bir parçasıyız.

“Tüm medeniyetimiz, kirimiz, pasımız, güzel taraflarımız, hepsi musikideydi. Kaldı ki sanat, sanat eseri, bizatihi kıymet olan şey, altını musiki çizdiği süre büsbütün değişiyor. İnsan yaşamı sonunda sesten başka hiçbir şeyi benimsemiyor.” Tanpınar bir bakıma kendini “bir çöküşün değil; geçiş sürecinde yaşayan unsurların esteti” olarak tanımlıyor. Böylelikle yazar geleceği daha iyi inşa etmek için geçmişle bugünün sentezine dayalı evrensel bir kimliğin önemini vurguluyor.

Aşk, kimlik ve uygarlık benzer biçimde sorunsallarla örülü bu alıntılardan bir sanat estetiği ve etiği gün yüzüne çıkıyor. Kuşkusuz geçmişe hasret, Proust ve Tanpınar’ı birleştiren en mühim duygudur. Hatta Tanpınar için “musiki bu hasreti en oldukça konuşturan sanattır”. Ek olarak yazar ruhsal hayatımızın büyük bir kısmını niçin bu hasretin yaptığını sorgular: “Maddenin sükûnunun ardında miyiz??Yoksa dönemin evladı, onun potasında pişmiş bir bileşim ve onun mazlumu olduğumuz için geçen ve kaybolan tarafımıza mı ağlıyoruz? Hakikaten bir kemalin arkasından mı gidiyoruz??Yoksa zalim süre nizamından mı şikâyet ediyoruz?”

Grasset, Nouvelle Revue Française, Yapı Kredi ve Dergâh Yayınları tarafınca piyasaya sürülen bu edebî alıntılar, sergi süresince müzik ve edebiyat uzmanlarıyla meydana gelen ve Galerideki ekranlardan yansıtılacak söyleşiler ile iki yazarın yaşamına, dönemine yada yarattıkları kahramanlara tanıklık eden görseller vasıtasıyla tamamlanıyor. Sergide kullanılan görseller, kurumsal (İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mustafa Kemal Atatürk Kitaplığı, Salt Araştırma) ve hususi arşivlerden (Prof. Dr. İsmail Kara Arşivi benzer biçimde) derlendi.

İki yazarın damak zevkini yansıtmak amacıyla Divan Pastaneleri ve Hacı Bekir müesseseleri sergiye sponsorluk katkısı sunuyor.

“Proust ve Tanpınar Üzerine Çapraz Bakışlar” sergisi, 9 Kasım’dan 8 Aralık’a kadar pazar günleri ve resmi tatiller hariç hafta içi 10:00-18:00 ve cumartesi günleri 10:00-15:00 saatleri içinde görülebilecektir. (Okulda konser/şov düzenlenen akşamlar 19:30’a kadar gezilebilir.)
* Sergi konsepti, araştırma & düzenlemesi: Aylin KOÇUNYAN
* Grafik tasarımı: Necmi KÖROĞLU

Yoruma kapalı.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası