İzmir Büyükşehir Belediyesi 30 Ekim 2020 depremin arkasından karada ve denizde başlatmış olduğu depremsellik araştırmasını sürdürüyor. ODTÜ Deniz Paleosismolojisi Araştırma ekibi tarafınca ODTÜ’ye ilişkin sondaj platformuyla Gümüldür’ün ortalama 2,5 kilometre açığında deniz tabanından karot örneği alınıyor. Sondaj emek harcamaları tamamlandığında fayların geçmişte ürettiği depremler hakkında data elde edinilebilecek ve uzmanlar fayların gelecekte üreteceği depremler hakkında sıhhatli öngörülerde bulunabilecek.
KARA VE DENİZDEKİ TÜM FAYLAR ARAŞTIRILIYOR
İzmir Büyükşehir Belediyesi Zelzele Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Banu Dayangaç, araştırmanın İzmir’i güvenli şehir haline getirmek ve afet risklerini azaltmak için başlatılan en mühim projelerden biri bulunduğunu söyleyerek “Proje kapsamında depremsellik, tsunami ve zemin araştırma emek harcamaları devam ediyor. Bu projeyle kentimizi gelecekte etkileyebilecek tüm afet risklerini belirliyoruz. Aydın ve Manisa’yı da içine alan, İzmir’i ihtimaller içinde bir depremde etkileyebilecek 100 kilometre yarıçapında karada ve denizdeki tüm faylar araştırılacak. Bu proje, faylardan heyelanlara, tsunamiden tıbbi jeolojiye kadar birçok araştırmayı kapsıyor” dedi.
37 NOKTADA SONDAJ
İzmir ve Kuşadası Körfezi’nde 37 noktadaki sondajların önemini vurgulayan Dayangaç, “Denizden elde edilecek verilerle karadaki depremsellik verileri bütünleştirildiğinde, İzmir’in depremselliğini her boyutuyla anlamış ve modellemiş olacağız. Zelzele riskine karşı alınması ihtiyaç duyulan önlemleri de belirlemiş olacağız” ifadelerini kullandı.
FAYLARIN GEÇMİŞİ ARAŞTIRILIYOR
Deniz Paleosismolojisi emek harcama ekibinden Doç. Dr. Ulaş Avşar da İzmir’in çevresinde oldukça çok etken fayın bulunduğunu anımsatarak “Şiddetli zelzele sarsıntıları deniz tabanındaki çökerlerde bazı izler bırakıyor. Ikimiz de karotlar süresince izleri bulup tarihlendiriyoruz” dedi. Avşar fayların tarih süresince belli aralıklarla zelzele üretme potansiyeline haiz bulunduğunu söyleyerek “Mesela Tuzla fayı 500-600 yılda bir zelzele üretiyor olabilir. Eğer 600 yılda bir zelzele üretiyorsa ve son depremini de 500 yıl ilkin ürettiyse, önümüzdeki 100 yıl içinde yada daha yakın bir zamanda Tuzla fayında bir zelzele bekleyebiliriz şeklinde yorumlara gideceğiz. Bu projenin birçok ayağı var. Bizim elde ettiğimiz neticelerle sismik çekince analizi dediğimiz öteki analizler de oldukca daha sıhhatli yapılabilecek ve İzmir açısından yakın gelecekte iyi mi bir zelzele tehlikesiyle karşı karşıya olunduğunu uzmanlar oldukca daha sıhhatli şekilde değerlendirebilecek” dedi.
TSUNAMİLER TARİHLENDİRİLECEK
Bundan sonraki aşamada İzmir Körfezi’nin içinde emek harcama yapacaklarını özetleyen Ulaş Avşar, şunları söylemiş oldu: “Burada mühim karot lokasyonları var. İzmir merkezinin tam olarak ne kadar ve hangi tarihlerde sarsıntıya maruz kaldığını anlamaya çalışacağız. İzmir Körfezi içinde Tuzla Dalyanı, Çakalburnu Dalyanı’nda karotlar alınacak. Bunlardan da eski tsunami tarihlerini bulmaya çalışacağız. Tsunamileri tarihlendireceğiz. Ege Denizi’nin tsunamiye oldukca yatkın bir jeolojik yapıya haiz. Fakat yeteri kadar tarihsel data elimizde yok. Tarihsel bilgilerin yetersiz olduğu yerlerde biz genel anlamda jeolojik kayıtları elde etmeye çalışıyoruz. Tsunami dalgaları kıyıya yaklaştığında kıyının belli bir kısmına denizden araç-gereç getiriyor. Ikimiz de kıyı alanlarda karot aldığımızda eski tsunamilerin denizden ne vakit araç-gereç getirdiğine dair tarihlendirmeler yapabiliyoruz. Tsunamiler de çoğu zaman faylarla ilişkili olduğundan tertipli bir tekrarlanma aralığı yatkınlığı oluyor. Böylece hem depremleri hem de tsunamileri beraber değerlendirmek mümkün olacak. Sismik çekince analizi icra eden hocalarımız oldukca sıhhatli yorumlar yapabilecek” dedi.
2024’TE TAMAMLANACAK
10 üniversiteden 43 bilim insanı ve 18 uzman mühendisin yer almış olduğu depremsellik araştırmasının 2024’te tamamlanması öngörülüyor. İzmir’de depremsellik araştırması yapılması ve zemin davranış modelinin çıkarılması için İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, ODTÜ ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile protokol imzalanmıştı.
Yoruma kapalı.