Her üç öğrenciden biri akran zorbalığına maruz kalıyor


Bir öğrencinin ya da talebe grubunun öteki bir öğrenciye istenmeyen duygusal, sözel yada fizyolojik davranış uygulamasına “akran zorbalığı” adı veriliyor. Bu davranışlar dedikodu üretme, dışlama, yok sayma, lakap takma, aşağılayıcı sözler söyleme, alay etme şeklinde geniş yelpazede ortaya çıkabiliyor. Uzmanlar akran zorbalığının çoğunlukla zorbalığa uğrayan ve uğratılan arasındaki güç dengesizliğine bağlı olarak yinelenen bir halde gerçekleştiğini ve saldırgan bir amaç taşıdığını konu alıyor. Akran zorbalığı çoğu zaman okullarda ve gençlerin yaygın olarak bir araya gelmiş olduğu ortamlarda görülüyor. Yoğun teknoloji kullanımıyla beraber akran zorbalığı dijital ortamlara taşınarak siber diktatörlük halini de alabiliyor. İnternet üstünden saldırgan mesajlar, yorumlar, görüntüler ve söylentiler yayma, ad takma, alay etme şeklinde dışlayıcı tavırlar geliştirme siber diktatörlük kapsamında değerlendiriliyor. UNESCO’nun raporlarına bakılırsa, her üç öğrenciden biri ayda bir kez zorbalığa maruz kalıyor. Her beş öğretmenden biri, sınıftaki şiddetin günlük eğitim-öğretim faaliyetlerini aksatıcı bir hal aldığını bildirdiğini belirtiyor.Şimal Karolina Üniversitesi’nden araştırmacı Dr. Duygu Dinçer, araştırmalara bakılırsa çocuk ve gençlerin zorbaca davranışlar sergilemesinde en belirleyici faktörler içinde aile ve arkadaşlık dinamikleri bulunduğunu söylemiş oldu. 

ÇOCUKLUK DÖNEMİ KRİTİK

Dinçer, “Evlatların aile içinde sert ve zorlayıcı tavırlarla yetiştirilmesi, duygusal sıcaklıktan yoksun bırakılması, saldırgan davranışlara maruz kalması, anne babalar içinde sıcak çatışmalara şahit olması şeklinde durumların zorbaca davranışların ortaya çıkmasında belirleyici olabildiği anlaşılıyor. Arkadaşlık grupları, saldırgan davranışlar sergileyen çetelere dönüşebiliyor ve üyelerini zorbaca davranışları ölçü olarak kabul etmeye sevk edebiliyor. Bu çocuk ve gençler, kendilerinden bedenen daha azca kuvvetli, çekingen, azca sayıda arkadaşa ya da duygusal destek kaynağına haiz olan ya da asla arkadaşı olmayan evlatları hedef alıp onlar üstünde duygusal, toplumsal ve bedensel güç uygulayabiliyor. Kimi araştırma neticeleri zorbalığa uğrayan çocuk ve gençlerin bir kısmının sonrasında kendisinin de diktatörlük meydana getiren biri haline geldiğini gösteriyor” diye konuştu.

ÖĞRETMEN KİLİT FAKTÖR

Dinçer, UNESCO verilerine bakılırsa akran zorbalığı ile savaşım mevzusunda öğretmenlerin kilit bir rolde olduğuna dikkat çekildiğini belirtti. Dinçer, “Akran zorbalığı öğrencilerin hem bilimsel nitelikli performansını hem de ruhsal sağlığını tehdit ediyor. Araştırmalar, eğitim ortamlarında karşılaşılan akran zorbalığının öğrencilerin hem bilimsel nitelikli performansını hem de ruhsal sağlığını negatif etkilediğini gösteriyor” ifadelerini kullandı. Dinçer, okulların, öğretmenlerin ve hükümetlerin ortak bir paydada buluşarak koordinasyon içinde emek harcaması gerektiğine dikkat çekti.

DİSİPLİN SUÇU

Ulusal Eğitim Bakanlığı tarafınca Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde meydana getirilen değişiklikle akran zorbalığı ve siber diktatörlük artık liselerde disip

Yoruma kapalı.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası