İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Yüzyıl İktisat Kongresi’nin son gününde KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik, “Emeğin Açık Yaraları ve Çözüm Önerileri” başlıklı bir konuşma yaptı. Uluslararası düzeyde de değerlendirilebilecek bir kongre süreci olduğunu söyleyen Bozgeyik, “İçinde bulunduğumuz kriz, deprem yönetimi sorununu da göstermiştir. Depremzedeler hala rüzgar, su ve yağmurla baş edemiyor. Evler, işyerleri, mahalleler yıkıldı. Deprem bölgesinde yoksulluk var. İhmal ve yönetememe krizi nedeniyle milyonlarca insan komşularını, sosyal hafızalarını ve şehirlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Başta İzmir olmak üzere birçok şehre göç etmek zorunda kaldı. Bu hükümetin 20 yıldır izlediği politikalar depremde rejimin başarısız olduğunu göstermiştir. İktidarın yıllardır toplumu kutuplaştırmasına rağmen 6 Şubat depreminde toplum olarak birlik ve beraberlik içinde mücadele ettik. Camianın birlik ve beraberliği her zaman devam edecektir” dedi.
“KAPA HAKLARI KULLANILMIŞTIR”
KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik, “50 yılı aşkın süredir dünyada ve ülkemizde neoliberal emek karşıtı politikaların oluşturduğu politikalar emeğin yaralarını derinleştirdi. Yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyacımız var. Bu krize neden olan sistemi tartışmamız gerekiyor. Önümüzdeki günlerde toplumsal dayanışma ile çözebileceğimiz kararlar aldık. Hem işçi sınıfının hem de halk sınıfının hakları gasp ediliyor. 20-30 yıllık süre boyunca, bu konu daha da araştırıldı. Kazanılmış haklar gasp ediliyor. Refah devletinde işçi sınıfı hedef alındı. Kapitalizmin getirdiği durum, küresel işsizliğe, kayıt dışı çalışmaya ve servetin gelir dağılımında eşitsizliğe yol açmıştır. Bu, uluslararası çalışma örgütlerinin ve uluslararası kuruluşların raporlarında açıkça ifade edilmektedir. Özellikle özelleştirmeden kaynaklanan sorunlar bu durumu tetiklemiştir. Kamu işletmelerinin özelleştirilmesi ve kamu düzenlemelerinin bağımsız kuruluşlara devredilmesi nedeniyle yapısal uyum hedefi belirlenmiş ancak herhangi bir önlem alınmamıştır. Ülkeyi sermayeye cazip kılmanın yolu işçiye hakkını vermekten geçiyor” dedi.
“GÖREV VE SORUMLULUKLARIMIZI YERİNE GETİRİYORUZ”
Bozgeyik, Türkiye’de çalışanların çalışma verimliliği konusuna da değinerek, “Türkiye son dönemde yatırımcılar için güvenli bir ülke değil. Mevcut demokratik olmayan uygulamalar güven endeksinin düşmesine neden oldu. Tüm kurumlar, ekonomik kaynaklar, hukuk sistemi ve üniversiteler sermaye ve iktidar lehine kullanılmıştır. Doğa bilgisizce sömürülüyor. Devlet mevcut sistemle bütünleşiyor ve bütünleşiyor. Yönetim modeli olarak adlandırılan bu sistem, kapitalizmin daha hızlı devreye girmesini sağlar. Özelleştirilmeyen kamu kurumu yok denecek kadar azdır. Eğitim, sağlık, ulaşım özelleştirildi ve halkın bunlara ulaşması zorlaştı. Bu poliçeler önümüzdeki dönemde kaldırılacaktır. Kamu kurumları ticari işletmeye dönüştürülemeyecek. Bu durum durdurulacaktır. 14 Mayıs seçimlerinden sonra haklarımızın özüne dönmesi için yeni bir kurumsal alan inşa etme konusunda önümüzdeki dönemde daha fazla adalet, daha fazla özgürlük ve daha fazla eşitlik öngörüyoruz. Çoksesliliğe giden bu yolda demokrasinin, eşitliğin, kardeşliğin sağlanması için birçok sorumluluğumuz var. Huzur olmayınca ekmeğimiz tükeniyor. Hayat gittikçe zorlaşıyor. Eşitlik ve adalet azalıyor. Görev ve sorumluluklarımızı yerine getireceğiz” dedi.
Yoruma kapalı.