Ege Denizi’nde, 30 Ekim 2020’de meydana gelen merkez üssü Seferihisar ilçesi açıkları olan 6.6 büyüklüğündeki depremde 11 kişinin yaşamını kaybetmiş olduğu, 7 kişinin de yaralandığı Yağcıoğlu Apartmanı soruşturmasında müteahhit Şerafettin Ağar (71) ile fenni sorumlu Orhan Ayber (80), gözaltına alınıp, tutuklandı. İddianamede; projelendirmedeki eksikler, araç-gereç özelliklerindeki yetersizlikler, uygulama ve işçilik hataları, yapım denetimindeki yetersizlikler sebebiyle binanın yıkılmış olduğu açıklandı. İddianamede ek olarak binanın yıkılmasında; statik proje müellifinin, statik betonarme projeye onay veren mercilerin, bina fenni mesulünün, sürveyanının, müteahhidin, tadilat ruhsatı ile yapı kullanma izin belgesi aşamasında ruhsat ve izni düzenleyen mercilerin görevli olduğu görüşüne de yer verilerek, Şerafettin Ağar ile fenni mesulü Orhan Ayber hakkında ‘bilgili taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına niçin olmak’ suçundan 22’şer yıl 6’şar ay hapis cezası istendi.
3 YIL MESLEKTEN MEN
Bina inşaatı sürveyanı Ahmet A.’nın hemen hemen yakalanamadığı, binada meydana getirilen tadilatın sürveyanı Adnan A.’nın ise yaşamını kaybettiğinin belirlendiği kaydedilen iddianamede; kamu görevlilerine ilişkin dosya ise 4483 sayılı ‘Memurlar ve Öteki Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’ kapsamında ayrılarak Işyar Suçları Soruşturma Bürosu’na gönderildi. Tutuklu sanıklardan Orhan Ayber ise ileri yaşı ve sıhhat sorunların sebebiyle tahliye edildi. İzmir 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde marttaki karar duruşmasında mahkeme heyeti, müteahhit Şerafettin Ağar ile fenni sorumlu Orhan Ayber’i ‘bilgili taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına niçin olmak’ suçundan 12’şer yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırdı. Kurul, tutuksuz sanık Ayber için sıhhat sorunları bulunması sebebiyle tutuklama sonucu vermedi. Kurul ek olarak sanıklar için 3’er yıl süreyle meslek yada sanat icrasının yasaklanmasına karar verdi.
İSTİNAFTA CEZALARI ARTTI
Tarafların itirazları sonrası dosya, istinaf mahkemesine taşındı. İtirazları inceleyen İzmir Bölge Adalet sarayı Mahkemesi 14’üncü Ceza Dairesi, duruşma açtı. 4 Kasım’da görülen duruşmada savcı, esas hakkında mütalaasını sundu. İstinaf savcısı, mahalli mahkemenin sonucunda; delillerin takdirinde ve temel cezanın belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını sadece bilgili taksir sebebiyle üst sınırdan artırım yapıldığını belirtti. Fazla ceza tayini yapıldığını vurgulayan savcı, hükmün kaldırılması ve sanıkların aynı suçtan yine yargılanıp, cezalandırılmasını istedi. Savcı ek olarak tutuklu sanığın tahliyesini talep etti. 18 Kasım’daki duruşmada ise İzmir Bölge Adalet sarayı Mahkemesi 14’üncü Ceza Dairesi, mahalli mahkemenin sanıklar Ağar ve Ayber’in hakkında verdiği 12’şer yıl 6’şar aylık hapis cezası kararını kaldırıp, taksirle birden fazla kişinin ölümüne ya da bir yada birden fazla kişinin ölmesiyle beraber bir yada birden fazla kişinin yaralanmasına niçin oldukları nedeni öne sürülerek sanıkları 12’şer yıl hapse çarptırdı. Suçun bilgili taksirle işlendiğine kanaat getiren Ceza Dairesi, cezayı ilkin 16’şar yıla çıkardı peşinden sanıkların duruşmalardaki tutumları sebebiyle iyi hal indirimi uygulayıp, ayrı ayrı 13 yıl 4 ay hapse hükmetti.
“BİLİNÇLİ TAKSİRLE HÜKÜM KURULMASINDA HUKUKA AYKIRILIK GÖRÜLMEDİ”
Sanıkları ayrı ayrı 13’er yıl 4’er ay hapis cezasına çarptıran daire, gerekçeli kararını hazırladı. Kararda; yatay yük taşıyıcı sistemin en mühim elemanlarından olan Y doğrultusundaki perdelerin 1975 Zelzele Yönetmeliği’nin öngördüğü zelzele yükünü taşıyamadığı, Yağcıoğlu Apartmanı B blok binasının; projelendirmedeki eksiklikler, araç-gereç özelliklerindeki yetersizlikler, uygulama ve işçilik hataları, yapım denetimindeki yetersizlik sebebiyle yıkılmış olduğu görüşüne varıldığını açıklandı. Statik proje müellifinin ve statik-betonarme projeye onay veren mercilerin, mevcut beton mukavemetinin statik projede öngörülen beton sınıfını sağlamaması, projede öngörülen donatı sınıfının kullanılmaması ve bodrum kat imalatının betonarme ve mimari projeye aykırı olarak yapılmış olması sebebi ile bina fenni mesulünün, sürveyanının ve bina müteahhidinin görevli bulunduğunun altı çizildi. Bodrum kat özelinde taşıyıcı sistemin projesine aykırı şekilde imalatının tamamlanmasına karşın, tadilat ruhsatı aşamasında ve yapı kullanma izin belgesi aşamasında ruhsat ve izin düzenleyen mercilerin görevli olduğu görüş ve kanaatinin belirtildiği de kararda yer aldı.Kararda, “Sanıkların kazanın meydana gelmesinde sanıkların asli kusurlu olduklarının ve bilgili taksirle hareket ettiklerinin kabul edilerek yargı kurulmasında herhangi bir hukuka aykırılık görülmemiştir” denildi.
“AĞAR’IN MESLEĞİNİN YASAKLANMASI HAKKANİYETE AYKIRI”
Asli kusurlu olarak taksirle 11 kişinin ölümüne ve 7 kişinin yaralanmasına yol açan sanıklar hakkında hakkaniyet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek, alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle ceza tayini isabetliyse de temel cezanın alt sınırdan daha çok uzaklaşılarak belirlenmesi gerekirken suretiyle tamamlanmamış cezaya hükmedildiğinin altı çizildi. Mahalli mahkemece verilen cezanın bilgili taksir sebebiyle artırılması esnasında, bilgili taksiri oluşturan eylemlerin kalite ve niceliğine nazaran, yasal ve kafi gerekçe gösterilmeden temel cezanın üst hadden artırılması suretiyle fazla cezaya hükmedildiği de kararda yer aldı.Müteahhit olduğu anlaşılan sanık Şerafettin Ağar’ın yapmış olduğu işin ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı nazara alınmadan emek verme hürriyetini kısıtlayacak şekilde mesleğin icrasının 3 yıl süreyle yasaklanmasına karar verilmesinin kanuna, adalete ve hakkaniyete aykırı bulunmuş olduğu da vurgulandı. Meydana getirilen açık yargılama sonucu bu gerekçelerle sanıklara ceza verildiği açıklandı.Sonucu değerlendiren müşteki avukatların Gürbüz Ejder, “Daire, müteahhitlik işini ruhsata bağlı olarak yapılmadığına kanaat getirmiş. Bu yüzden de bu kararın uygulanmayacağını kararını verip, bu durumun emek verme hürriyetinin kısıtlanması olacağı yönünde yargı kurup, mahalli mahkemenin kararını kaldırmış” dedi.
Yoruma kapalı.