Zafer Partisi Genel Başkanı Umut Özdağ, “Bana yönelik olarak bir suikast ihbarı, bilgisi iki değişik kanaldan geldi. Ben de bu bilgiyi Ulusal İstihbarat Teşkilatı müsteşarına, şimdi başkanına geçen ay resmi bir yazıyla parti kanalından yolladım” dedi. Özdağ, açıklamasının devamında çarpıcı detaylara yer verdi.
17 Kasım 2022 Perşembe, 00:13
Abone Ol
Zafer Partisi Genel Başkanı Umut Özdağ, TELE1’de Cumhuriyet yazarı Tuncay Mollaveisoğlu’nun sunmuş olduğu Anında Manşet’e konuk oldu.Özdağ, kendisine ‘suikast’ düzenlenmesine yönelik bilgilere ulaştığını ve bu bilgiyi Ulusal İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile paylaştığını deklare etti.
“BİR SUİKAST İHBARI İKİ DEĞİŞİK KANALDAN GELDİ”
Özdağ, “Bana yönelik olarak bir suikast ihbarı, bilgisi iki değişik kanaldan geldi. Ben de bu bilgiyi Ulusal İstihbarat Teşkilatı müsteşarına, şimdi başkanına geçen ay resmi bir yazıyla parti kanalından yolladım. Bana gelen bilgiler bunlardır. ‘Devlet içinden meydana getirilen bir çalışmayla, bana karşı bir suikast düzenleneceği bilgisi tarafıma ulaştı’ dedim ve bilgileri genel sekreterimizin imzalı mektubuyla yolladık. Devlet kayıtlarına girmesi için yolladık” diye konuştu.Özdağ, şunları dile getirdi:
“DAVUTOĞLU BİR KEZ SÖYLEDİ VE ERDOĞAN TARAFINDAN TEHDİT EDİLDİ”
7 Haziran-1 Kasım arasındaki terör saldırılarında sistemin iyi mi kurulduğunu, mekanizmanın iyi mi çalıştığını, sürecin iyi mi ilerlediğini adım adım isim isim biliyorum. Fakat bunu ben söylersem iddia olur, Davutoğlu söylerse itiraf olur. Davutoğlu’nun itiraf etmesi lazım. Oldukça net söylüyorum. Davutoğlu bir kez söylemiş oldu ve Erdoğan tarafınca tehdit edildi. Sustu, korkmuş olduğu için. Davutoğlu, ‘bu dönem tarih yazacak’ diye ima etti, Erdoğan da kendisini oldukça fena hırpaladı. O günden beri Davutoğlu konuşmuyor. Sonrasında Davutoğlu oldukça baskı altında kalınca Bahçeli’yi kastedip sözü dolandırdı.
“DAVUTOĞLU BENİMLE TELEVİZYONA ÇIKSIN TEKER TEKER SORAYIM”
Türk milletinin aklını ferasetini küçümsemesin. O dönemde ne işe yaradığını biliyorum, o devrin başbakanı olarak daha çok detaya haiz. Bunu açıklamasını talep ediyorum. Daha ilkin de bu talebi dile getirdim. Karanlık bir dönem… Karanlık bulunduğunu bizzat itiraf etti, kenara çekip seyredemez. Bir teklifte bulunayım; Davutoğlu, benimle televizyona çıksın teker teker sorayım. O da ‘o şekilde oldu’ yada ‘olmadı’ desin. Genel başkan yardımcıların arkasına saklanıp, Özdağ şöyleki bu şekilde… Bunlara asla gerek yok. Davutoğlu gelsin sorayım. Size sorarsam cevapları alamam. Davutoğlu ‘hayır o şekilde olmasın’ desin. ‘Şu görevdeki şuraya atanmadı’ desin.
“İHMAL DEĞİL, KOMPLO”
İhmal değil. Komplodan söz ediyorum. Türk, halkına, devletine karşı komplodan söz ediyorum. Davutoğlu bunu çıksın açıklasın. Benzer süreç başlarsa İstanbul’daki bombalama ile başladı demiyorum. Onun dış dinamikleri var. Önümüzde benzer bir sürecin başladığını görürsem elimdeki dosyayı açıklarım. 7 Haziran-1 Kasım sürecini yaşatmama mevzusunda kararlıyız”
“BANA YÖNELİK SUİKAST EYLEMİ DURDURULDU”
Bana yönelik olarak suikast bilgisi iki değişik kanaldan geldi. Ben de bu bilgiyi MİT Başkanı’na geçen ay resmi bir yazıyla parti kanalından yolladım. ‘Bana gelen bilgiler bunlardır. Devlet içinden meydana getirilen bir çalışmayla bana karşı bir suikast bilgisi bana ulaştı’ dedim. Devlet kayıtlarına girmesi için yolladım. Öğreniyoruz ki 10 gün ilkin MİT, bu mektubu savcılığa iletmiş. Savcılık da polise iletmişti. Ankara Güvenlik Güvenlik Şubesi partimizin genel sekreterini ifade için çağırdı. Ben de kendisine; Güvenlik’e ifade vermemesi icap ettiğini, direkt savcıya verilmesi icap ettiğini söyledim. Ayrıca bizim bu mektubu MİT’e yazmamızdan sonrasında meydana getirilen bir operasyonda bir terör örgütünün 9 elemanı ele geçirildi. 2 elemanına da yol verildi bilgisi geldi. Bu 2 eleman bana suikast düzenleyeceklermiş.Demek ki MİT’e yazdığımız mektup hedefine ulaştı. Suikast eylemi durduruldu. İsim isim biliyorum kimlerin organize ettiğini. Ankara ve İstanbul’da iyi mi yerleştiklerini iyi mi takip ettiklerini… Ölümü göze almadan Türkiye’nin ulusal güvenliği için politika yapamazsınız. Ya kendi halkınıza kabahat işleyip bildiklerinizi konuşmayacaksınız ya da her şeyi göz alacaksınız bildiklerinizi ülkenin ulusal güvenliğini ihlal etmeden paylaşacaksınız. Bunu yapıyorum. Davutoğlu’ndan aynısını yapmasını temenni ediyorum.Niçin ve iyi mi bu süreç gerçekleşti. Siz bunun içerisindeydiniz, kenarındaydınız. Türkiye’nin mili güvenliğinin iyi mi ihlal edildiğini gördünüz. Bombalar patlayınca ‘oy oranımız arttı’ yorumlarını yaptınız. Ve hakikaten de oy oranlarınız her patlayan bombayla arttı. Şu çözümleme yapılmış olabilir mi? Kitleler korkutulursa büyük bir yanda toplanır. Bu çözümleme iyi mi sonrasında yaşama geçirildi. Özetle, Davutoğlu’nun bunu Türk halkına açıklaması siyasete devam etmesi için ön şarttır. Ben Kılıçdaroğlu ve Akşener’in yerinde olsam, Altılı Masa toplantısı öncesi sorarım. ‘Bizlere Haziran Kasım’da ne işe yaradığını anlatın. Kim halkın yüzüne bakılamaz. Kamu düzeni niçin darmadağın oldu. Bizlere bu tarz şeyleri tek tek anlatın, ikimiz de kendi seçmenimizin yüzüne bakalım’ derim. Yol verilenler deşifre oldu artık suikastı yapamazlar.
“SALDIRIYI GERÇEKLEŞTİREN TERÖRİSTİN FİLİSTİNLİ OLDUĞU SÖYLENDİ”
Bölme’deki terör saldırısını gerçekleştiren şahıs hakkında İstanbul BM ofisinden olduğu söylenen bir telefon aldım. Bu şahıs bizde kayıtlı ve Filistinli denildi. Buradan İstanbul EGM’ye soruyorum BM ile irtibatınız oldu mu? Hakikaten kayıtlı mı? Asla yakalandığı vakit bu şekilde bir terörist hatırlıyor musunuz? Bu sebeple terörist en önce kafa da teröristtir.
Yoruma kapalı.