Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, başbakan olduğu dönemde kullandığı ve sonrasında hususi bir şirkete satılan uçağın içinde kokain bulunduğunu hatırlatmıştı.
Davutoğlu, “Bu tayyare bir şirkete 1,5 milyar dolara satılmış ve bu tayyare Brezilya’da içinde kokain yakalanarak el konuluyor. Üstünde ay yıldız olan tayyare kokainle yakalandı. Eğer bu tayyare bu şekilde yakalandıktan sonrasında İçişleri bakanı o koltukta oturuyorsa ve Cumhurbaşkanının sesi çıkmıyorsa kimse ulusal haysiyetten bahsedemez” demişti.
Davutoğlu yeni açıklamasında, “Hakikaten bugün kamuoyumuzun ve tüm ilgili yetkililerin yakından takip etmesi ihtiyaç duyulan uyuşturucuyla topyekûn savaşım stratejimizi açıkladık. Ben vazife aldığımda başbakanlıkta ilk faaliyetlerimden birisi 2014 Kasım ayında 1. uyuşturucuyla savaşım şurasını toplamış ve sonrasında da bir çok yasalaşan fazlaca ciddi hamleler yapmıştık. Kapsamlı savaşım devreye sokulmuştu. Sadece 2016’dan tüm bunlarda sonrasında ihtiyaç duyulan adımlar atılmadığı benzer biçimde Türkiye bir uyuşturucu merkezi haline geldi. Doğrusu 2017’ye kadar Türkiye uyuşturucuda transit ülke konumundaydı. Doğrusu uyuşturucunun bir yerden bir yere aktarıldığı ülke şimdi ise hedef konumunda” ifadelerine yer verdi.
Ahmet Davutoğlu, Halk TV’de Hasret Akarsu Çelik’in Liderler Hususi programında sorularını yanıtlıyor.
halktv.com.tr’de yer edinen habere bakılırsa, Çelik, Davutoğlu’nun “Üstünde ay yıldız olan bir tayyare kokainle yakalandı ve bu ülkede bu gündem olmamışsa eğer, bu ülkede gündem olduktan sonrasında İçişleri Bakanı yerinde oturuyorsa, Cumhurbaşkanı sesini kesmişse asla kimse ulusal haysiyetten, onurdan bahsedemez” açıklamasını hatırlattı ve “O tayyare sizin de başbakanlığınız döneminde kullandığınız ATA uçağıydı. 24 bavul uyuşturucu yakalandı o uçakta” dedi.
“TÜRKİYE BİR UYUŞTURUCU MERKEZİ HALİNE GELDİ”
Davutoğlu bu sözlerin üstüne şunları söylemiş oldu:
Hakikaten bugün kamuoyumuzun ve tüm ilgili yetkililerin yakından takip etmesi ihtiyaç duyulan uyuşturucuyla topyekûn savaşım stratejimizi açıkladık. Ben vazife aldığımda başbakanlıkta ilk faaliyetlerimden birisi 2014 Kasım ayında 1. uyuşturucuyla savaşım şurasını toplamış ve sonrasında da bir çok yasalaşan fazlaca ciddi hamleler yapmıştık. Kapsamlı savaşım devreye sokulmuştu.
Sadece 2016’dan tüm bunlarda sonrasında ihtiyaç duyulan adımlar atılmadığı benzer biçimde Türkiye bir uyuşturucu merkezi haline geldi. Doğrusu 2017’ye kadar Türkiye uyuşturucuda transit ülke konumundaydı. Doğrusu uyuşturucunun bir yerden bir yere aktarıldığı ülke şimdi ise hedef konumunda.
Kokain, esrar muhteşem artış var. Bu bil ulusal kalım meselesi artık. Bu bağlamda biz kurumsal bir yapılanma öngörüyoruz. Mevcud kurumsal yapılar kafi değil.
Narkotik başlı başına bir alan bu alanda uzmanlaşmadıkça takip edeni olanaksız bir vaka.
“BU UÇAKTA ÖZAL, DEMİREL, TANSU ÇİLLER, ECEVİT… “
Çelik’in “ATA uçağı… Bu izahat bazı yerlerde baktım birazcık da çarpıtılarak verilmiş. Siz diyorsunuz ki ‘Benim zamanımda başbakanken kullandığım tayyare sonrasında bu işlerde kullanıldı. Fakat sanki sizin döneminizde kullanılmış benzer biçimde çarpıtanlar olmuş” sorusuna ise Davutoğlu şu yanıtı verdi:
Artık Türkiye’de siyasetin de medyanın da hiçbir seviyesi ve ahlakı kalmadı. Bu haberi bu şekilde anlayanlar Türkçe özürlüdürler. Ruhsal olarak denge problemleri vardır. Biz uyuşturucuyla fiil planı hazırlıyoruz. Orada fazlaca açık bir ifadeyi saptırarak manipülasyon yapanlar var. Burada iyi niyet aramak mümkün değil. Bunlar ister siyasetçi olsunlar ister basın mensubu Türkçe özürlüdürler.
Rahmetli Özal döneminde alınan ATA uçağı geçmişte tüm başbakanlarımıza, cumhurbaşkanlarımıza hizmet etti ben de dışişleri bakanı olarak bu uçaklara bindim. Başbakan olarak da kullandım. Ben başbakanlığı bıraktıktan sonrasında bu tayyare satıldı. Uçağın satılmasını da eleştiriyorum.
Bu uçakta Özal, Demirel, Tansu Çiller, Ecevit… Tüm 90’lı yılların siyasileri bu uçakta uçmuştur. Minik bir tayyare. Onunla ben kaç kez kıtalar arası sefer atlattım. Bu bellek tayyare eğer illa satacaksanız bunu doğru kullanacak bir yerde değerlendirme yoluna bakmak lazım.
Bu ben başbakanlığı bıraktıktan tam 5 yıl sonrasında 2021 Ağustos’unda Brezilya’da kokainle yakalandı. Hangi Türkçe bilen aklı başlangıcında birisi bu sözlerden benim başbakanlığım döneminde bu uçakta kokain taşındı benzer biçimde bir anlam çıkarabilir? Bu açık bir provokasyon. Bunu meydana getiren siyasetçi ise ilkin Türkçe imtihanını geçmeli Türk Milleti’nin önüne çıkmadan.
“İLK HESAP VERMESİ GEREKEN KİŞİ İÇİŞLERİ BAKANI’NIN KENDİSİDİR”
Çelik’in “İçişleri Bakanı Süleyman Asil, son devrin en fazlaca konuşulan adı. Açıklamaları, attığı adımlar, her şeyiyle en fazlaca tartışılan konuşulan isim. Dedi ki ‘haftada 5 bin kişiyi yakalıyoruz; uyuşturucu satıcısı ve imalatçısı’ bunu da bir başarı olarak anlatınca aslen Türkiye’deki bir uyuşturucu probleminin itirafı olarak algılandı. Doğrusu ayda 20 bin kişinin gözaltına alınmasını siz iyi mi değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Davutoğlu şu şekilde cevap verdi:
Artık bu herhangi bir kabahat olma niteliğini yitirmiş. Pandemide iyi mi toplumsal seferberlik duyuru ettiysek aynı seferberliği duyuru etmek zorundayız. Cezaevlerinde 3 kişiden biri uyuşturucudan tutuklanmışsa İçişleri Bakanı ilkin bunu sormalı.
Uyuşturucu mevzusunda yakalananlar 2016’nın minimum 3 katı. Atık su testleri yapılıyor burada rakamlar ürkütücü. Böylesi bir problem aynı seviyede terör benzer biçimde yıkıcı. Pandemi benzer biçimde yaygın terör benzer biçimde yakıcı. Bir nesli yok ediyor. Bunun karşısında bizim fazlaca net tavır almamız lazım. Ve burada ilk hesap vermesi ihtiyaç duyulan şahıs İçişleri Bakanı’nın kendisidir. ‘Ayaklarını kırın’ söylediği kesimler haricinde ilkin uyuşturucu baronlarının bu ülkeyi iyi mi bir barınak haline getirdiğini onu sorgulamak ve onun hesabını vermek zorunda. Niçin Türkiye’de daha ilkin görülmeyecek şekilde bazı kara para aklama organizatörleri, bazı uyuşturucu baronları Türkiye’yi mekan edindiler?
“PEKİ SEZGİN BARAN KORKMAZ’IN KİMLERLE FOTOĞRAFI VAR?”
Şundan dolayı Türkiye’de bunun kendilerini korunak altında hissedebilecekleri bir iklim bulunduğunu düşünüyorlar. Niçin son 6 yıl içinde 6 kez varlık barışı diye deklare edildi. Varlık barışı adı altında niçin deposu ne olursa olsun kirli temiz paraların önü açıldı.
Son dönemde uyuşturucu merkezi ve hedefi haline gelmesinin birinci derecede sorumlusu İçişleri Bakanı’dır. İçişleri Bakanı ve doğal tüm bir yönetimdir. O İçişleri Bakanı’nı görevde tutan Sayın Cumhurbaşkanı’dır.
Sezgin Baran Korkmaz vakası iyi mi kapatılır? Türkiye internasyonal mali vazife gücünde gri listeye alınmasını iyi mi izah edebilirsiniz? Sezgin Baran Korkmaz şu an ABD mahkemelerinde elinde Türk yetkililerine verdikleri rüşvet listesiyle Türkiye’nin üstünde Demokles’in kılıcı benzer biçimde tutuluyor. Kimdir Sezgin Baran Korkmaz? Kara para aklayıcısı.
Peki Sezgin Baran Korkmaz’ın kimlerle fotoğrafı var? Kimlerle görüşmüş? Sayın Erdoğan’la görüşmüş, Sayın Asil’yla görüşmüş.
Kara para aklamayla uyuşturucu içinde direkt ilişki var.
Yoruma kapalı.